• Sosyal Ağlarımız:
  • 05355402403
  • Halaskargazi caddesi No:19 Kat:4 HARBİYE / İSTANBUL
  • info@kayaevent.com
  • kayaevent.com

Haberler & Duyurular

Özgür Özberk: Herkes ailesinin yansıması

  • 28.10.2019
Özgür Özberk: Herkes ailesinin yansıması

Özgür Özberk, Kanal D’de hafta içi her gün yayınlanan “Yaralı Kuşlar”la izleyici karşısında. İyi kalpli görünüşüyle bağdaşmayacak şekilde kötü biri olan Tekin karakterini canlandıran oyuncu, karakterini sıklıkla kadınlar için kullanılan “fettan”ın erkek versiyonu olarak tanımlıyor. Limiti olmadığı ve daha çok hatırlandığı için kötü adamı oynamayı sevdiğini söylüyor.

Günlük dizinin nasıl bir temposu oluyor? 

Bu benim üçüncü günlük dizim. Bir kere hiç program yapamıyorsunuz. Çünkü ertesi gün set var mı yok mu gece yarısı belli olabilir. Sonuçta bizim her gün bir bölüm bitirmemiz gerekiyor. Ana karakterlerden biri olduğun zaman günde 25-30 sayfa ezber yapman gerekiyor. Bunun kostümü, provası var... O tempoya ayak uydurmak kolay değil.

Günlük iş alışkanlık işidir bir yandan. İzleyici sizi sahiplendi mi? 

Evet, bu anlamda hayal ettiğim yere geliyor. Buna şöyle bir örnek de verebilirim; üst katınızdaki komşu gibi, zamanla gördükçe konuşmaya başlarsınız ya burada da karakterlerle aşina olma durumu var. Bence doğru yoldayız. Günlük işin geçmesi gereken yolları biz güzel kat ettik. İyi ile kötü gerçekle yalan karışıyor dizide...

Hayat da böyle değil mi? Fettan kadın diye bir şey var değil mi?

Güzel ama sinsi... İşte ben onun erkek versiyonuyum. Hiçbirimiz zaten gerçek karakterimizi yansıtmıyoruz. Öte yandan bence kötü bir karakter tecrübelerle oluşur, çünkü herkes iyidir doğduğu zaman. Ben sevgi dolu bir ailede büyüdüğüm için şanslı taraftaydım diye düşünüyorum. Oyunculukta galiba sevdim kötü olmayı. Çünkü limiti yok ve kötü karakterler daha çok hatırlanıyor. Biz gerçek hayatta aslında ailemizin yansımasıyız.

90’lı yıllardan beri oyunculuk yapıyorsunuz. Yıllar size emeğinizin karşılığını verdi mi?

Çalışmamım karşılığını istediğim gibi aldığımı düşünmüyorum. Bunun birçok sebebi var aslında. Ben her şeyin doğrusunun yapılmasını isterim. Her şey vicdan. Bizim sektörde de vicdanı eksik arkadaşlar var. İnsanların haklarını koruyan bir adamım. Böyle olunca doğruyu her zaman söyleyince dokuz köyden kovuldum. Biraz bundan muzdaribim. Bu nedenle parlama noktasına da pek gelinmedi. Ama nefes aldığım sürece oyunculuk yapacağım.

Bazı şeyler şansla da alakalı. Bazen doğru zamanda, doğru kişiye rast geleceksin. Ama inandığım şeyler var. Bunun için de zaman, tecrübe, para, inanç ve en sonunda da ne yapmak istediğini bilmek gerekiyor. Öğreniyorum, kendimi geliştiyorum. İki film çektim. Çok büyük zevk olduğunu gördüm.

“İki film çekeceğim”

Oyuncu Özge Özberk’le abi-kardeş ilişkiniz nasıldır?

Önceden her gelen projeyi bana sorar, okuturdu. Ben de aynı şekilde yapardım. Abi-kardeş ve oyuncu olarak birbirimize hep destek olduk. Şimdilerde herkes kendi yolunda. Ama sonuçta kardeşim. Bir şeye ihtiyacı olsa, ilk ben koşarım.

Atlas adında bir oğlunuz var. Birlikte neler yapmaktan keyif alırsınız?

O, artık beş yaşında. En büyük zevkimiz, birbirimize sarılarak Tom ve Jerry’yi izlemek. Oğlumdan daha çok gülerim ben. Bugüne kadar çekilmiş bütün Tom ve Jerry’leri indirdim... Her fırsatta izleriz. Hangimiz nerede ne olacağını daha önce söyleyecek diye yarışırız. Ben de yeniden çocuk oluyorum onunla. Herkes çocuğunu sever ama ben çok düşkünüm. Ölürüm onun için, bir saniye düşünmem. Çocuklara olan ilgim baba olunca daha da arttı. O yüzden çocuklarla alakalı projeler hazırladım.

“İki film çekeceğim”

“İki film çekeceğim. Senaryolarını yazdım, yönetmenliğini de yapacağım. Kültür Bakanlığı’ndan destek geldi. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan da gelmek üzere... Sadece çekim için tarih veremiyorum. Her şey diziye bağlı. Biz ebeveynler çocuklara onların istediği kadar ilgi gösteremiyoruz, önceliklerimiz başka... Herkes vakitten şikayet eder ama Instagram’da arkadaşlarımızın neler yaptığına ayırdığımız vakti çocuklarımıza ayırsak daha başka olur. Filmlerimle, anne ve babalara çağrı yapacağım. Telefonlarınızla ilgilenmek, onlara tablet vermek yerine birebir iletişim kurun diyeceğim. Bir yerde günümüzün hastalığını masaya yatıracağız. Bizler çocukluğumuzu sokaklarda geçirdik. Arkadaşlarımızla oynadık. Ama şimdi sokaklarda çocuk yok. Oynasınlar, arkadaş edinsinler diye bile okula yolluyoruz.”